Madem heykel diyoruz..

Uzun zamandır duyarlılık damarım tutmadı, pek ilgilenmedim ne oluyor ne bitiyor memlekette. Eh, benim de hakkım yani, o kadar yoğun ve mantığa ters ki gündem, arada bi ara verip kendi ufak dünyama dönüp soluklanıyorum.  Neyse Mehmet Aksoy'un heykelini ve Mehmet Aksoy'un kim olduğunu merak ettim, Odatv.com'da yayınlanan bir yazısını okudum, heykeltıraşın bitmemiş heykeli ile anlatmaya çalıştığı aslında gayet çarpıcı bir şekilde ortaya çıkıyor, ne anlatmaya çalıştığını kendi açıkladıktan sonra.. Bir insanın kendine yabancılaşmasının soyut bir duvarla anlatmaya çalışmış, tek eli uzanan taraf ise tutulmayı bekliyor, tabi takılınca..
Heykel ortadan ikiye bölünmüş bir insanın bölünen parçaların karşı karşıya konularak kendi kendine düşman edilmesini simgeliyor. Aralarındaki boşluk bir duvar gibi onları ayırıyor. - diye belirtmiş Mehmet Aksoy.

Ancak hakikaten arka planda bulunan dağ-bayır manzarası 'eee-hoş, peki.. hmm..' dedirtiyor yani. Bir de heykelin yapımı için yatırılan para dudak uçuklatıyor, neyse ben bilemem o kadarını, niyet iyi sonuçta..

Sonra yorumları okumaya başladım ve bir yorumcunun yazdığına gerçekten çok hak verdim.

''..Fransız heykeltraş Paul Landowski tarafından Rio de Janerio’da Corcovado dağının aşağı kısmında Tijuca Milli Parkında bulunan “Christo Redemtor” heykeli gibi..Dünyanın yedi harikasından biridir..Bir harika heykel daha var..Hem de Türkiye’de..Avusturyalı heykeltraş Kristen tarafından yapılan ilk Atatürk heykeli ..Sarayburnunda bulunan bu heykel çok şey anlatıyor aslında.Tabii ki,anlayana..Ancak enteresandır,bu portalda “Kemalistiz,laikiz” diye atıp tutanlar ne bu heykelin yerini bilirler ne de hiçbir Cumhuriyet bayramında gidip bir çelenk veya çiçek koyup ziyaret etmezler..''

Sizi bilmem ama benim canım yandı o heykeli bilmediğim için ve internetten bir iki cici fotoğraf buldum, güzel de bir açıklamasını buldum ve utandım yani.. Atatürk'ün bizim için verdiği savaşta iki kere ayak bastığı İstanbul'un önemli noktalarından biri, belki 50 kere karşısındaki Sarayburnu Askeri Lokal'inden İstanbul manzarasına bakıp içlenmişimdir ama heykele dikkat etmemişim.. Buyrun size kenthaber.com'dan Sarayburnundaki Atatürk Heykeli ile kısa bilgi:

İstanbul ili Eminönü ilçesi, Sarayburnu’nda, Gülhane Parkı’nın denize yönelik giriş kapısının bulunduğu alanda Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı başlatmak için Samsun’a gitmek üzere gemiye bindiği yerde yapılmıştır. Kaynaklardaki bir başka bilgiye göre de; Atatürk Kurtuluş Savaşı’ndan sonra İstanbul’a ilk gelişinde burada karaya çıkmış, Harf Devrimi 9 Ağustos 1928’de burada halka söylenmiştir. Cumhuriyet döneminde İstanbul’da yapılan ilk Atatürk Anıtıdır.
Sarayburnu’ndaki Atatürk heykeli Avusturyalı Heykeltıraş Heinrinck Krippel tarafından yapılmıştır. Heykel sanatçının Viyana’daki atölyesinde yapılmış, dökümü Viyana’da Birleşik Maden İşletmelerinde yapılmış, parçalar halinde Türkiye’ye getirilmiş ve heykeltıraşın denetiminde yerine oturtulmuştur. Yapımına 1925 yılında başlanan heykelin açılışı 3 Ekim 1926’da yapılmıştır.

Heykel 3 m yüksekliğinde, yukarıya doğru hafifçe daralan mermer ve granitten dikdörtgen bir kaide üzerindedir. Bu kaide iki katlı dikdörtgen bir platform üzerindedir. Platformun birinci katına dört, ikinci katına da üç basamakla çıkılmaktadır. Ayrıca bu alanın çevresi 70 cm. yüksekliğinde alçak bir duvarla çevrilmiştir. Üçgen, kare ve altıgen motiflerle dekore edilmiş duvarlara birer metre aralıklarla birer metre yüksekliğinde üzerlerinde kubbeye benzer başlıkları olan sütunlar yerleştirilmiştir.
Atatürk’ün heykeli bronzdan dökülmüş olup, Atatürk burada sivil giysileri ile tasvir edilmiştir. Sol elini beline dayamış, sağ elini de aşağıya doğru uzatmıştır. Heykelin kaidesinin önünde Hattat Kamil Akdik’in yazısı ile “tarihi ihtilas 1336”, arka yüzünde heykelin dikiliş tarihi 1926, yan tarafında Cumhuriyet’in ilân tarihi yazılıdır.

Kenthaber Kültür Kurulu




Yumruğunu sıkmış, zor dayanıyor. Bunu ben değil de Avusturyalı Heykeltıraş Krippel görüyor.

Read More
 

©2009idilita | by TNB